Reformun ilk adımı uzman arabuluculuk
Ekonomiyle doğrudan bağlantılı olan enerji, sağlık, inşaat, bankacılık, borsa ve sigorta gibi alanlarında uzman arabulucular görev alacak. Ekonomi ve hukukta yeni bir reform dönemi başlatıldı. Uzman arabuluculuk, ekonomi ve hukuk reformunu aynı anda gerçekleştiriyor.
Aslında atılan her adım birbiriyle uyum içinde ve ekonomi ile hukuk reformunun bir parçası. Örneğin 13 Kasım’da yürürlüğe giren 7256 sayılı torba kanunun getirdiği Varlık Barışı da ekonomi ve hukuk reformunun bütünlüğü içerisinde. Yurt dışındaki varlıkların vergisiz olarak transferini bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.
Yurt içindeki varlıklardan muhasebe kayıtlarında işletmeye dahil gözükmeyenlerin yine vergisiz olarak işletme kayıtlarına alınıp sermayeye eklenmesi hususu da ekonomi reformunun güçlü bir ayağını oluşturuyor. Bu olanak tüm gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, şirketlerin yararlanacağı müthiş bir olanak. Artık yastık altındaki altınınızı, dolarınızı rahatlıkla ve hiçbir vergisel incelemeye tabi olmadan işletmenize sermaye olarak koyabileceksiniz.
Hukuk ve ekonomi
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ekonomik reform yönüyle, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de hukuk reformu yönüyle yoğun bir çalışma içine girdiler. Haftaya somut görüşmeler yapacaklar.
Ne sadece ekonomi reformu, ne de sadece hukuk reformu tek başına beklenen olumlu etkiyi gösterebilir. Benim yaşıtım olan okuyucularım çok iyi hatırlar, ANAP ve DYP hükümetleri zamanında genellikle sadece “ekonomik” reformlardan bahsedilir, hukuk reformu hep ihmal edilirdi. Sonuç, 2001 yılındaki büyük banka krizi. İstediğiniz kadar iyi bir iş insanı olun, hep doğru yatırımları doğru zamanda yapın, çok karşı bağlantılar ve sözleşmeler yapın! Ekonomik sistem sizin bütün ticari faaliyetlerinizi desteklesin, teşvikler versin, her türlü kolaylığı göstersin!
Yabancı yatırımlar
Fakat hukuk sistemi aksıyorsa, borçluyu alacaklı, alacaklıyı borçlu çıkarıyorsa emekleriniz boşa gider. Yıllarca çalışıp çabaladığınız sözleşmelerden elde edeceğiniz gelir bir yana, borçlu çıkıyorsanız, ekonomik sistemin kolaylık ve desteği bir anda anlamsız hale gelir.
Tabii ki bazen bu sonuç, iş insanının gerekli hukuki desteği ve danışmanlığı almamasından kaynaklanır. O duruma hiçbir hukuk reformu katkıda bulunamaz, her iş insanı kendisi bir sözleşme yapmadan, yatırım yapmadan hukuki tedbirini almalı.
Hukukta en önemli reform, yargılama kısmında oluyor ve olacak. Bunun uluslararası ayağı da var; 54 ülke tarafından imzalanan ve uluslararası ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuğu düzenleyen Singapur Sözleşmesi’nin onay kanunun yakın zamanda Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesi bekleniyor. Bu da ekonomi ve hukuk reformunun adımlarından birisi. Böylece, uluslararası uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözen sulh anlaşmaları, imzacı ülkelerde icra edilebilecek. Bu da imzacı ülkelerdeki yabancı yatırımcılara güven verecek.
Diyalogla çözüm olanağı çok önemli
Ekonomi hukukuyla ilgili uyuşmazlıklar, bilindiği gibi ticari yargının görev alanına giriyor.
Ticari davaların ortalama süresi, istinaf ve temyiz aşaması dahil, 6 ile 7 sene arası. Şimdi düşünün, bir iş yapmışsınız, 1 milyon TL alacaklı olduğunuzu düşünüyorsunuz.
Karşı taraf ile, bazen karşı tarafın kötüniyetli olmasından bazen de yorum farklı nedeniyle uyuşmazlık içine düşüyorsunuz. Dava açıyorsunuz. Gerçi sonuçta 6 sene sonra mahkeme sizi haklı buluyor ve sonrasında da paranızı tahsil etmeniz 1 yıl sürüyor ama aradan geçen 7 senede 1 milyon TL’nizi işletmenizde kullanamamış oluyorsunuz, karşılığında sadece temerrüt faizi alıyorsunuz, o da enflasyon oranının bile altında kalıyor.
Kurumsallaşma yolu
Gerçi hukukumuzda temerrüt faizinin zararımızı karşılamaya yetmediği hallerde aşkın zarar denilen, eskiden munzam zarar dediğimiz bir korunma yolu var ama tekrardan yıllarca sürecek bir uyuşmazlığı göze almanız gerekiyor.
O halde ne yapmalı? Bilhassa ticari uyuşmazlıkları mahkemeye gitmeden çözme olanağı getirmeli. İşte ticari davalarda zorunlu arabuluculuk şartı iş insanlarına karşı tarafla arabulucu önünde son bir kere diyaloğa girme ve uyuşmazlığı yıllarca sürecek dava yoluyla çözme yerine diyalogla çözme olanağı veriyor.
Ticari uyuşmazlıklarda, özellikle uluslararası ilişkilerde tahkim en sık başvurulan alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından birisi. Arabuluculuk Dairesi Kurucu Başkanı, halen Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri genel Müdürü olan Hakan Öztatar, arabuluculuğun yerleşmesine ve yaygınlaştırılmasına kendisini adamış bir hukukçu. Arabuluculuk sistemi kurumsallaşmakta epey bir yol aldı. İstanbul Tahkim merkezi ile birlikte güzel bir projeyi, ekonomi ve hukuk reformu kapsamında hayata geçiriyorlar; Med-Arb. Arabuluculuk ve Tahkim kelimelerinin İngilizce kısaltması.
En fazla 5 ay…
Med-Arb, Arabuluculuk Dairesi ile İstanbul Tahkim Merkezinin ortak projesi. Med-Arb yoluyla ticari uyuşmazlıklar en fazla 5 aylık bir sürede çözülecek. Bir tarafta ticaret mahkemelerinde 6-7 yıl süren uyuşmazlık çözüm süreci, diğer tarafta 5 ay süren Med-Arb çözüm süreci. Med-Arb yerine ticaret mahkemesine başvurmayı artık kim tercih eder ki? Alacaklı olan bir an evvel alacağını işletmesine kazandırsın ve mali yönden sıkıntıya düşmeden yoluna devam etsin!
Med-Arb alanında çalışacak arabuluculara İstanbul Tahkim Merkezi’nin verdiği hakemlik eğitimi geçen hafta tamamlandı. Türkiye’de kayıtlı 235 Arabuluculuk merkezi var, ve hepsi de bu eğitimlere taraf oldu. Arabulucular aldıkları bu hakemlik eğitimi sonucu, arabulucu-hakem olarak uyuşmazlıkların çözümüne katkıda bulunmaya hazırlar.
Bana göre, Med-Arb ve uzman arabuluculuk, ekonomi ve hukuk reformunu aynı anda gerçekleştiriyor. Hakan Öztatar’ın verdiği bilgiye göre, ekonomiyle doğrudan bağlantılı olan özellikle enerji, sağlık, inşaat, bankacılık, borsa, sigorta, finansal kiralama ve faktoring, fikri ve mülkiyet hakları hukuk alanlarında uzman arabulucular görev alacaklar. Bu hafta arabuluculara uzmanlıkları doğrultusunda eğitimler verilmeye başlıyor.
Her konunun uzmanı olmak mümkün değil
Yıllarca ticaret mahkemelerinde bilirkişi olarak görev yaptım ve benim gördüğüm, hiçbir ticaret mahkemesi hakiminin ticari uyuşmazlık konularının hepsinin uzmanı olmasının mümkün olmadığı. Bankacılık hukukunu iyi bilen bir hakim sigorta hukukunu tam bilmeyebilir. Finansal kiralama hukukunu bilen, sermaye piyasası hukukuna hakim olmayabilir. O zaman da ticari davaların uzaması, yargılamanın yıllarca sürmesinden doğan bir sonuç beklenmez.
İşte uzman arabuluculuk ile, uyuşmazlığın konusuna göre kim uzmansa o arabuculucu-hakem görevlendirilecek. Böylece uzman arabulucu-hakem uyuşmazlığı sadece kendi bilgisi ile, başkasının, özellikle de bilirkişinin yardımına ihtiyaç duymadan çözecek.
Elbette, bana göre uzman arabulucu eğitimlerinde makro ve mikro ekonominin temel bilgileri de verilmeli. Ekonomiyi asgari düzeyde bilmeyen ekonomi hukukçusu, tam ve efektif, isabetli kararlar vermede zorlanabilir.
Uzmanlık kaçınılmaz. Çağımız sürat çağı, bilgisayarlarla saliseler içerisinde yüzlerce sayfalık problemlerin çözüldüğü, bilgilerin transfer edildiği bir çağda, yargılamanın kağnı hızıyla devam etmesi mümkün değil. Uzman hukukçular yetiştirmek de kendince yargılamaya bir süratlendirme sağlayacaktır.
Erol Ulusoy, 21.11.2020, Milliyet Gazetesi
Leave a Comment
(0 Yorum)